14 Ocak 2010 Perşembe

gidişler, gidenler

Her an gidebilme ihtimaline karşı kendimin yedeğini aldım ki sen gittiğinde format atmam gerekirse kullanabileyim. Bu çekip gidebilen neden ben olamıyorum diye de düşünmüyor değilim ama sanırım bunun sebebi ‘yarı yolda bırakmamayı bilmemek’ . Buna karşın tabii ki yine her an gidebilme ihtimali benim için de var olduğundan kendimi sürekli seçenekleri gözden geçirmek zorunda hissediyorum ya da seçenekleri değerlendirmek. Fakat bu sürekli arayış hali yine içerde aklımın bir yerlerinde bana ya da benliğime ihanet gibi geliyor. Her iki taraf da aynı fikirdeyken neden bir taraf diğer tarafın gidebileceğini ya da kendinin de gidebileceği ihtimalini hep ortada tutmak ister. Bence bunun 2 sebebi var : bir tanesi kendi duygularına olan güvensizlik, ikincisi ise kendini değersiz görmenin getirisi olarak diğer tarafın daha iyisini bulacağı ihtimali. Ben sanırım hayatım boyunca bu 2 ihtimali de hiç aklımdan geçirmediğimden hep kalmayı ve yüreğimin sesine kulak vermeyi tercih ettim. Peki bu şekilde kazandım mı? Yooo hep kaybettim. Ama bir söz var ‘ aşk iki kişilik bir oyundur ve oyunu iyi oynayan kaybeder’… yıllardır bu oyunu benim kadar iyi oynayabilecek birinin olma ihtimalini hep aklımın bir köşesinde barındırdım; ama sanırım o zaman bu tanımlama yanlış olacaktı; yani bir tarafın bu oyunu diğer taraftan daha iyi oynaması gerekiyor ve kaybeden olması gerekiyordu…
19.10.2009
22:44

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder